14 Ocak 2011 Cuma

yalnızlık donduruyor ve uyutarak avunduruyor...

bir ilişkiyi bitirmek.. içinde hep ha bugün ha yarın bitiricem diye beslediğin seçeneği hayata geçirmek.. dile getirmek ne zormuş meğer. bitsin istiyorum yürümüyor demek.. kırmamak için karşındaki erkeği en uygun uslubu en uygun kelimeleri seçmeye çalışmak çok zor gerçekten.. hele ki çok yanlış bi anda bunu söylemeye kalkmak.. daha 10 dk önce ona sarılırken daha sonrasında bunu söylemek gerçekten aptalca bi zamanlama.. tamam üzülür ama kabullenir dediğin erkeğin karşında hıçkırıklarla ağlaması.. canımdan vazgeçtim senden geçemiyorum demesi.. elinden oyuncağı alınmış şımarık bir çocuk konumuna düşmesi.. hepsi çok zor.. onca yaşanmışlıktan sonra yine yalnızlığa dönmek en zoru.. özlediğim dediğim yalnızlık şimdi korkutuyor beni.. bir başkasını yalnızlığa zırh olarak kullanmak kolay zira.. ama bunu kendime yakıştıramıyorum.. biliyorum çünkü şu an dur demezsem bu ilişkiye bir daha asla dur diyemicem.. ve aklımda hep hayaller yanımdaysa bir zırh dolaşıcak.. yine de sevgili zırhım yaşattığın onca güzelliğe minnettarım..

4 yorum:

  1. İnsanın en büyük irrasyonelliklerinden birisi de "batık zarar ilkesi" olarak adlandırılan ilkeye ters düşmektir.

    Bir proje karlı değilse ve bir türlü mutlu sona erişmiyorsa, sırf o güne dek o projeye yatırım yapıldı diye yatırım yapılmaya devam edilirse zarar kaçınılmaz olur.

    Yazdığınız şey kurgu mu, gerçek mi bilemedim; gerçi hangisi olsa bana laf söylemek düşmez de; aklıma geldi söyleyeyim dedim.

    Gelmez mi senin de bazen aklına?

    YanıtlaSil
  2. yazdığım olay kurgu değil, kendi yaşadığım bir olay.

    gelmez olur mu benim de aklıma :)

    YanıtlaSil
  3. Terk edilen hiçbir insan "elinden oyuncağı alınmış şımarık bir çocuk konumuna düşmesi.." durumunda olmaz. Bir alegri olduğunun farkındayım ama o duyguyu yansıtmıyor.

    Çünkü elinden oyuncağı alınan şımarık çocuğun elinde bol sayıda oyuncağı vardır, çabucak yenisini alıp ağlaması geçer. Ama terk edilen insanın sevebileceği o an için kimse yoktur. Hayatı ellerinden kaymış gibi hisseder, sanki dünyanın sonu gelmiştir.

    Keşke her terk edilmeden sonra şımarık çocuk gibi olabilsek. Ne yazık ki asla mümkün olmuyor.

    YanıtlaSil
  4. kendisinin en büyük kusuru zayıflığıydı.. ve deli gibi seviyorum dediği insanın bile yasını tutmaktan acizdi..

    şimdi yeni oyuncağını eline aldı şımarık çocuğum.. ve oyuncağıyla bana hava atmaya çalışmakta.. tanıdım kendisini yaşanmışlıklar sırasında ki bu yazıyı yazdım ne kadar haklı olduğumu da gördüm ve ne kadar iyi ettiğimi.

    YanıtlaSil